Canan YÜCEL
ZOR!
Zor!
Anlamak, anlaşılmak, anlayış göstermek çok zor…
Bencil bir toplum olduk ve bu yolda emin adımlarla ilerliyoruz.
“Bana ne”ler çoğalmakla kalmadı, çeşitli versiyonları çıkmaya başladı.
-Aman boş ver.
-Ne gerek var?
Hatta atasözlerimizi kullanmaya başladık.
-“Bana dokunmayan yılan bin yaşasın.”
Olaylar karşısında tepki bile göstermiyoruz. Yaşananlardan ders almamak da cabası…
Düşünmek mi?
O nasıl bir şey?
Tarifi var mı?
Satılıyor mu?
Yenir mi yenmez mi?
Yok, artık çok zor! Ayakta kalabilmenin bir mantığı kalmamış. Ülkem vatanım diyenler, vay param vay canım derdinde… Olan üç beş garip fukaranın başına geliyor.
Birden fazla dert tasa sıkıntı varken, kendini düşünenlerin olması hayli can yakıcı… Düşüncelerimden ötürü beni bağışlayın, affınıza sığınıyorum. Ben yaşıtlarım gibi har vurup harman savuramıyorum. Benden kimse beklemesin.
Duyarsız bir gençliğin başı çeken, en önde flama taşıyanı ben olmak istemiyorum. Amaç huzur ve refah toplum değil miydi, ne zaman değişti?
İnsan evladı ne zaman bu kadar duyarsızlaştı?
Dün herkes delirmiş gibi alışveriş yapıp, yiyip içerken köşe başında yaşlı teyzeyi kim fark etti? Bir de anneler gününde kim el uzattı ona? Hiç kimse…
Hem de Allah versin diyerek uzaklaşıldı yanından…
Yukarıdaki yazıyı boş verin şimdi…
-EN SON NE ZAMAN İYİLİK YAPTINIZ?
NOT: Tüm annelerin geçmiş anneler gününü kutluyorum. Biraz gecikmeli oldu affola… Siz bize cenneti sundunuz, biz yerlerde sürünmeyi reva gördük kendimize. Değerini bilemediğimiz, bize yaşattığınız bütün mutlu günler için;
VAROLUN…
Canan Yücel