Doç. Dr. Birol ERTAN

Doç. Dr. Birol ERTAN

KIBRIS RUM KESİMİNDE İSRAİL ÜSSÜ MÜ KURULUYOR ?

 

KIBRIS RUM KESİMİNDE İSRAİL ÜSSÜ MÜ KURULUYOR ? 

Doç. Dr. Birol Ertan 
 

Kıbrıs adasında son günlerde yaşanan gelişmelerin yalnızca Türkiye’yi değil, belki daha da fazla olarak küresel güçleri ve özellikle İngiltere’yi çok yakından ilgilendirmeye başladığını görmeye başladık. Bu iddianın somut biçimde tartışılmaya başlaması açısından yeni bir gelişme daha ortaya çıktı. Bu gelişme, İsrail ile Kıbrıs Rum Yönetimi arasında gelişen ani yakınlaşma ve bu yakınlaşmanın doğrultusunda İsrail ve Kıbrıs Rum Yönetimi arasında Akdeniz’in münhasır ekonomik alan anlaşmaları ile paylaşılması konusunda gündeme geldi. Bu konuda İsrail ve Rum Yönetimi arasında somut bazı adımlar atıldığını ve anlaşmalar imzalandığını biliyoruz. Son günlerde İsrail-Rum yakınlaşması bunun da ötesine geçti ve Rum lider Hristofyas’ın İsrail ziyareti ile yeni bir gelişme daha gündeme geldi. Kıbrıs Rum Yönetimi lideri Hristofyas’ın İsrail’den Kıbrıs adasında üs kurma ve asker bulundurması için açık talepte bulunduğu, güvenilir kaynaklar tarafından ortaya atıldı.

11 yıl aradan sonra İsrail’i ziyaret eden ilk Kıbrıs Rum Yönetimi lideri olacak olan Dimitris Hristofyas’ın resmi ziyaretini değerlendiren İsrail gazetesi Jerusalem Post, son iki yılda İsrail ile Türkiye arasındaki ilişkiler gerginleşirken, Kıbrıs Rum Yönetimi ve Yunanistan ile ilişkilerin önemli ölçüde iyileştiği yorumunu yaptı. Gazete, 10 yıl önce Yunanistan ve Güney Kıbrıs, Avrupa’da İsrail’le en az dost olan ülkelerden iken, bugün son derece ileri adımların atıldığını da belirtti (http://www.jpost.com/DiplomacyAndPolitics/Article.aspx?ID=212030&R=R1 ). Rum Yönetimi lideri Hristofyas’ın İsrail’de İsrail Cumhurbaşkanı Şimon Peres, Başbakan Binyamin Netanyahu, Türkiye düşmanı tavırlarıyla bilinen İsrail Dışişleri Bakanı Avigdor Lieberman ve bazı heyetler ile gizli görüşmeler yaptığı öğrenildi.

İsrail’in Yunanistan ve Kıbrıs Rum Yönetimi ile ani biçimde yakınlaşmasının nedeni çok açıktır. Türkiye ile İsrail ilişkileri, Mavi Marmara krizi öncesinde gerginleşmeye başlamıştı. Davos krizi ve Hamas ile ilişkiler konusunda İsrail ile ciddi sorunlar yaşayan Ankara, İran konusundaki politikası ile de İsrail yönetimini rahatsız etti. Mavi Marmara baskını ile İsrail-Türkiye ilişkileri geri dönülemez ölçüde zedelendi. Bu durum, İsrail’in şımarık ve şantajcı politikasını yaşama geçirmesi anlamında tetikleyici oldu ve İsrail, tarihinde hiç görülmediği ölçüde Yunanistan ve Kıbrıslı Rumlara yakınlaşmaya başladı.

İsrail ve Kıbrıs Rum Yönetimi arasındaki yakınlaşmada sürpriz bir gelişme daha yaşandı ve İsrail’i ziyaret eden Rum lider Hristofyas, İsrail’den asker talebinde bulunarak Kıbrıs adasında İsrail’e üs verme teklifinde bulundu. Çok izli tutulan bu teklif, İsrail yetkilileri tarafından bazı kesimlere sızdırıldı ve bu gelişme karşısında İngiltere alarm durumuna geçti.

Kıbrıs adasında Dikelya ve Ağrotur bölgesinde nükleer silahlarla donatılmış ve binlerce askerinin üstlendiği iki egemen üssü bulunan İngiltere, Rumların İsrail’e üs verme talebi karşısında soğuk duş yaşamışa benziyor. Bugüne kadar Kıbrıs Rum Yönetimi ile ilişkilerinde dengeli olmaya çalışan İngiltere’nin bundan sonraki aşamada Yunanistan ve Kıbrıs Rum Yönetimi ile ilişkilerini ani biçimde soğutacağı ve AB içinde Türkiye ve Kıbrıslı Türklerden yana açık tavırlar koymaya başlayacağı yorumları yapılmaya başladı.

Daha önce İngiltere ile anlaşmalar imzalayarak Kıbrıs sorununun çözümünde sürpriz kalıcı  kazanımlar elde etmek isteyen Kıbrıs Rum Yönetimi, bunda başarılı olamayınca Rusya Federasyonu ile temasa geçmişti. Rusya Federasyonu ile yakınlaşması ABD ve İngiltere tarafından kaygıyla karşılanan Kıbrıs Rum Yönetiminin son İsrail ziyaretinde münhasır ekonomik alan anlaşmasının korunması kapsamında İsrail’den askeri yardım ve İsrail askeri istemi karşısında Kıbrıs sorununa taraf olan ülkeler açısından ikinci soğuk duş yaşanacağa benziyor. 

Kıbrıs Rum Yönetimi ve İsrail’in askeri üs pazarlığı konusundaki bu haberin Rum Yönetimi ve İsrail tarafından nasıl karşılanacağını, buna karşı KKTC yetkilileri, Türkiye ve İngiltere’den ne tür açıklamalar geleceğini izleyerek sonuçlar hakkında daha kapsamlı bilgi edinebileceğiz. Umarız, bu gelişme kapalı kapılar ardında bırakılıp kamuoyundan saklanmaz. 

Türkiye’yi AB organlarına şikayet etme noktasına kadar eylemler planlayan KKTC’deki Rum işbirlikçisi konumundaki bazı yayın organları ile marjinal örgüt ve grupların bu konuda ne gibi bir tavır geliştireceği de merakla bekleniyor. 

Bekleyelim ve görelim.

 

Önceki ve Sonraki Yazılar