Dr. Mustafa ÇUKURYILDIZ

Dr. Mustafa ÇUKURYILDIZ

SEN CAMBAZA BAK CAMBAZA

Türkiye"de halkın yaşamını çok yakından ilgilendiren önemli ve güncel konuların tartışılıp sonlandırılmasına hiç fırsat kalmayacak galiba!...

 

Ne zaman bir konu gündeme tam otursa hemen ileri sürülen bir Cambaz gibi; “Ergenekon” fırtınası tüm gündemleri altüst edip aniden değiştiriyor…

 

Halktan aldığı temsil gücünü şahsına kazanç sağladığı anlaşılan AKP genel başkan eski yardımcısı Şaban Dişli hakkındaki tartışmalar tam sonlandırılmadı, Şaban Dişli çağdaş demokrasilerin hiç birinde görünmeyen şekilde halen milletvekilliğine devam ediyor…

 

Yurt dışındaki gurbetçilerimizden toplanan sadakaların Alman devletinin yaptığı çalışmalar neticesi; “DENİZ FENERİ ev.” Olarak toplanıp bunların yerine ulaştırılmayıp; gemi alındığını, belirli siyasi düşüncenin iktidar olması için kurulan Tv lere aktarıldığını, şahsi işlerde kullanıldığını ve mahkûmiyetlerin olduğunu öğreniyoruz…

 

“DENİZ FENERİ ev.”  Davasında; suçlu olarak adı geçenlerden bazılarının halen Türkiye"de ki en önemli kurumların başında durmalarına ses çıkarılmadığını görüyoruz…

 

MPAŞ, KOMBASSAN da binlerce yurttaşımızın emeklerinin kaybolmasına hukuk ve devlet adına sessiz kalınmasını anlamak zor oluyor…

 

Adına hızlandırılmış tren denilen faciada, İstanbul Davutpaşa"da patlayan fabrikada, Konya"da ki yasadışı kursta göçük altında çocuklarımız hayatlarını kaybediyorlar, İstanbul Tuzla tersanelerinde işçilerimiz teker teker iş kazalarından hayatlarını kaybetmeye devam ediyorlar…

 

Bu ve buna benzer bir olay olduğunda; hataların araştırılması, ihmallerin varsa tespiti, bir daha böyle olayların olmaması için tedbirler alınması, suçu ve ihmali olanların cezalandırılmaları tartışılırken; hemen bir Ergenekon fırtınası esmeye başlıyor gündemler birden değişiyor…

 

Türkiye"nin daha iyi ve yaşanabilir bir ülke olması için, insanlarımızın bugünü huzurlu ve geleceği de güvenle yaşaması için emeklerinin karşılığını alabilmek yanında bu gibi olayların artık tartışılıp gerekli tedbirlerin alınmasına fırsatlar yaratılması gerekir

 

Yoksa; her acı verici olaydan sonra; suçlar gerçek ihmali olanlara değil de çok alt seviyedeki garibanlara yüklenmeye devam edecek ve sürekli yeni yeni başka büyük acılar yaşanacaktır!

 

Yaşamda; Aklı, hukuku, bilgiyi egemen kılınmadığında günlük sorunlarda tartışılamaz, insanlar iyi yaşayamaz, cambazlar sürekli yeni numaralar yaparak günlerini gün ederler, kaybedenler hep insanlarımız ve halkımız olur!...

 

Tartışma kültürü gelişmediğinden; sürekli acı olaylar yaşanmakta; Ordu ve Giresun her yıl yaşandığı halde en önemli geçim kaynağı fındığı bile gündemlerine alamamakta!...

 

Ne diyelim… “Ergenekon cambaz gibi izlenmeye devam edilecek…”

“CAMBAZLARI KUTLAMAK GEREK, BİZLERDE CAMBAZLARI DAHA NE KADAR İZLEYECEĞİZ BELLİ DEĞİL!...”

********************************

“Sen cambaza bak cambaza”

ıÜü“Cambaz Köy meydanında tehlikeli bir gösteri yapacağını duyan tüm köylü koşmuş akın akın meydanı doldurmuşlardı…

Cambaz; oldukça yükseğe gerdiği ipin üstünde ve elindeki uzun sopası ile karşıdan karşıya geçmek için yavaş yavaş ilk adımlarını atarken; meydanı dolduran kalabalık büyük bir heyecan-merak ve sessizlik içinde Cambazı izliyorlardı!…

Herkes pür dikkat ipteki Cambazı izlerken; sessizliği cambazın sendelemesi ile düşecek korkusuyla yürekleri ağızlarına gelen köylünün korku ile çıkardığı ses tüm meydanı bastırıyordu…

Herkesin dikkati Cambazın ip üstündeki tehlikeli gösterisine yönelmişken; cambazın adamlarından çkın bir delikanlı kalabalığın içinde güzel bir kız görüyor ve kalabalığın arasından sıyrılarak yavaşça kızın tam arkasına geçiyor ve vücudu ve elleri ile güzel köylü kıza yaklaşıyordu…

Güzel kız arkasına dönüp baktığında “sen ne yapıyorsun öyle…” diye sitem dolu sesle kızdığında; bizim bıçkın delikanlı hem elleriyle rahat durmuyor yakın temas devam ederken “sen cambaza bak cambaza…” diye kıza sesleniyordu…

Sonuçta bu gösteriyi Cambaz binlerce kez yapmıştı ve sadece kalabalığı heyecanlandırmak için bazen şecek gibi sendeliyor bunu köylünün dikkatini toplamak yürekleri ağza getirmek için yapıyordu… ama köylü bunu bilmiyordu, ilk kez heyecan ve korku içinde Cambazın maharetlerini numaralarını izliyordu… ve bu arada olan da Cambaza bakanlara oluyordu…”
Şimdi yıllarca gece gündüz çalışarak bir ömür geçiren, ailesi ile bir defa bile tatile gidememiş, halen bir ev bark araba sahibi olamamış bunlara sahip olabilsede bankaya ödemekte zorlandığı borçla alabilen, günlük ihtiyaçlarını asgari ödeme tutarını dahi ödeyemediği kredi kartları ile almakta zorlanan,

Yıllardır göremediği bir dostuyla karşılaştığında ona şimdi parasızlıktan nasıl çay-yemek ısmarlayacağım korkusuyla bir yere davet edemeyen,

Çocuğu bisiklet istediğinde parasızlıktan göz yaşlarını genzinde yutkunan, sevdiği ile konuştuğunda eziklikten ellerini tutarken utancından onun gözlerine bakamayan, pantalonunu 8-10 kez yamatarak giyebilen adama birileri heyecanla

”herşeyde istikrar var, ekonomi rayında gidiyor, borsa fırlamış, döviz düşmüş, faizler düşmüş, terör bitmiş, istikrar falan filan…” ile devam eden ve sonunda “sen cambaza bak cambaza…” diye içlerinden sessizce mırıldanarak bitirdikleri son cümle

Yeterince Cambaza bakmış kalabalıklara: artık maharetleri öğrenilmiş, köylüde heyecan uyandıramayan Cambazın yerine yeni hünerler sergileyebilecek kalabalıkları yeniden toparlayabilecek ve kalabalıklar izlesinler, Cambazsız kalmasınlar diye yeni bir Cambaz hemen bulunur. Ve böylelikle kalabalıklar hiçbir zaman Cambazsız bırakılmaz…

Sevgi ve saygılarımla…

DrMustafa ÇUKURYILDIZ

[email protected]

Önceki ve Sonraki Yazılar