GÜLERMİSİN, AĞLARMISIN

   Büyüklerimden öğrenmiştim bu söylemi bende çok iyi öğrenmişim yaşam insanın karşısına tamda buna yanıt olacak binlerce olay çıkartıyor. Üst geçitten ineklerini geçiren bir sahip, kendisi nereden geçiyor tam da yolun ortasından, vızır vızır geçen arabaların arasından elini kolunu sallaya, sallaya geçiyor, bir binanın 2. katında oturan kardeşlerin evlerini taşırken balkondan buzdolabını atıp kardeşine “ buzdolabını tut” demesi, evin inşaatı bitmiş, balkonun çıkması yapılmış, korkulukları konulmuş ancak kapısı unutulmuş balkon mu istersin, evin içinden geçen sokak lambası mı? bunların hepsi bu ülke insanına has icatlar ve bunun karşısında “ güler misin ağlar mısın” denk düşer mi bilmem. Bazen olağanüstü pratik zeka, bazen ise acınacak zavallı bir durum.

        Ama şimdi sizlerle paylaşacağım konu çok işin “ güler misin” kısmına girmiyor. Vakit Gazetesi ve bir haber efendim; İstanbul, Maltepe"de bir ilk okula Noel Baba gelmiş, çocuklara hediye dağıtmış. O bölgede yayın yapan bir radyonun desteğiyle yapılan bu organizasyon gazete yorumcuları tarafında “Hıristiyanlık Propagandası” yapıldı olarak değerlendiriliyor. Gazetenin Aile bölümünde sıralamış bu incileri muhabir ancak sizlerle paylaşacağım bilgi ne yazık ki sınırlı abone olmadığım için tam metni okuyamadım, yanlış algılama varsa, haksızlık yaptımsa telafi edeceğim tam metni okuyarak. Açıkçası Vakit gazetesine abone olmak gibi bir gereksinimim yok.Yarın gazeteyi alıp okuyup sizlerle detayı paylaşacağım. Asıl başlıksa “İlk Okulda Noel Baba Rezaleti” güler misin? ağlar mısın?

        Memleketimin hangi noktalara geldiğini düşünüyorum. Oy almak için neredeyse kiloile, okka ile kömür dağıtan, bir paket makarnayı insanların yüzüne atıp yardım yapan siyasi iktidarlar, yarım kilo et için binlerce kişiyi birbirine düşüren iyilik severler! Sevap yapan vatandaşlar! bir tarafta. Diğer tarafta geleceğimiz, dünyamız, umudumuz  çocuklarımıza, torunlarımıza yeni giren  bir yılın heyecanını, coşkusunu yaşatmak için belki de ufacık oyuncaklar, kalemler ve süsler alarak mini minileri mutlu etmeye katkı koyan bir radyo ve bunun son derece başarılı bir biçimde Vakit Gazetesi tarafından algılanması “ Hıristiyanlık Propagandası” gerçekten komik, gerçekten 2009 yılında tuhaf, gerçekten Türkiye"nin hangi noktaya geldiğinin bir kanıtı.

          Buna güler misin ağlar mısın yerine bize bırakılan değerlerin, yenileşmenin, aydın ve aydınlık olmanın bugün geldiği noktanın nedenli kaygı verici ne denli tehlikeli olduğunun bir kanıtı.Ayni zaman bence kendine güvensizliğinde bir kanıtı insanlar inandıkları şeyleri bu denli çabuk kaybedebilirler mi, inanç, kültür, dil insanların insan olduklarını kanıtları olan değerlerdir ve bu farklılıklara rağmen birlikte yaşanır. Bu denli basit değerlendirmeler her iki inanç içinde büyük bir haksızlık içermektedir. 50 yaşındayım ben kendimi bildim bileli yeni yılı kutlarız ekonomik koşullarımıza göre masamız bazen daha zengin, doludur, bazen ise geçiştirilir  ufak tefek şeylerle ama masamızda biz çocuk isek veya bir çocuk var ise bize mutlaka ufak bir hediye alınırdı, tombala, fincan oyunu, kestane gecemizin renklendiricileriydi müzik ise mutlaka olurdu. 4-5 yaşlarında iken oturduğumuz Aydınlıkevler semtinde ev sahibimiz Hıristiyandı ve mutlaka saat 24:00"te bir sepet içinde meyve yollardı ne hoş ne şık bir davranıştı bizim için bilemedik “ Hıristiyanlık propagandası” yaptığını bilemedik. Annemde, anneannemde  Müslüman olarak terk ettiler bu dünyayı. İnandıkları gibi inanıp, inançlarını istedikleri biçimde yerine getirdiler. Hem en değerlilerimi anmış oldum, hem de duruma bir kez daha dikkat çekmek istedim. Dikkat yoldan çıkarıcılar kol geziyor.04.01.2009

Önceki ve Sonraki Yazılar