Gürsel YILDIRIM

Gürsel YILDIRIM

RAHAT MISINIZ?

Cumhuriyet fazilet rejimidir, deriz.

Fazilet, toplumun onayladığı uygun davranışlarda bulunmaktır.

Cumhuriyet yönetimi de, uygun davranışların çokluğu ile değer kazanır. Uygun davranışlarda bulunanlar, erdemli insanlardır. Toplum onların omuzları üstünde yükselir. Toplumun bireyleri, o insanlarla onurlanır.

Ne yazık ki son yarım yüzyılda toplumumuz tam bir travma yaşamakta, dolayısıyla davranışlarıyla onur duyacağımız insanlar ortada gözükmemektedir. Daha doğrusu böyle insanlara hasret kaldık.

Hiç mi yok?

Arada, bulutlu havalarda gökyüzünde bir yıldızın parlaması gibi görünüp kayboluyorlar. Bulutların arasından güneş ışınlarının çağması gibi var olup, nedense yitip gidiyorlar.

Biz mi onlara sahip çıkmıyoruz; yoksa toplum olarak değerlerimizi yitirdik mi?

Toplumumuzu yüceltecek erdemli insanlardan yoksun muyuz?

İşte bir örnek: Prof.Dr. Türkan Saylan !..

Teşvikiye Camisi avlusundaydım. İnsanlarımızın orada bulunmaktan bile ne kadar kıvanç duyduklarını gördüm,yaşadım. Cumhuriyetin aydın insanları duygusal olduğu kadar düşünsel bir birlikteydiler. Hepsi Sn.Saylan"a yapılan haksızlığa karşı koymak için koşup gelmişlerdi.

Çağdaş Yaşamı Destekleme Derneği öncülüğüyle çocuklarımıza, gençlerimize sahip çıkmıştı. Okul yaptırma kampanyalarıyla vatandaşlarının kapısına dayanmıştı. Okuma hasretiyle yanan gencecik kızlarımızı okullara kavuşturmuştu. Burslar vermişti. “Ne şeriat ne darbe” onun temel düşüncesiydi. Çankaya"da başı bağlı hanımefendilerin görüntüsüne dayanamıyordu ve her Atatürkçü gibi içi yanıyordu.

Cüzamlı hastalarla uğraşısı ve bu yoldaki başarısı asla unutulamaz.

İdealleri uğruna Anadolu"yu dolaşması, karanlığa karşı ışık ve umut olarak duruşu her insanın yapabileceği davranışlar değildi, elbette.

Onu, Cumhuriyetin erdemli bir bireyi olarak değerlendirmek görevimizdir.

Ama ona yaptıklarımıza bakınca, yüreğime acılar sokuluyor.

Ona yüklenen suça bakın; insan olarak utanç duyuyorum.

Gözlerimin önüne, bunca yapılana karşın evinin penceresinden el sallayışı, kendini sevenleri sakin olmaya davet edişi geliyor.

Yiğit kadın!.. Seninle her ne kadar tanışmadımsa bile seninle aynı ülkenin insanı olmaktan onur duyuyorum. Bu ülkenin güzel havasını beraber koklamış olmak bile insanın beynine ışıklar dolduruyor.

“Namazımı sen kıldır” diye vasiyet ettiğin imamın konuşması her insana nasip olmaz. Hep alkışlarla onurlandırdık. Hep seni içselleştirdik.

Sorasım geliyor; Ey Türkan Saylan"ın kapısını çalan karanlık düşünce; rahat mısınız?

Ey bu ülkenin aydınlıklarla dolu insanlarına eziyet etmeye çalışan artçı karanlıklar; huzurlu musunuz?


21 Mayıs 2009/İst. [email protected]



Önceki ve Sonraki Yazılar