Hacer Buyruk
Göç arifesi ve sonrası...
Göç arifesi ve sonrası...
Kalk
göç arifesindeyiz derdim
yanlara düşerdi kolları
yüzüne eğilirdim
çıplak kadınlar şubatı olurdu yüzü
soğukla kuşatılmış
Zayıftı kolları
ama ağır
yetmezdi gücüm
tutup kaldırmaya
üzülme derdim
bir buna yeterdim
üzülmüyorum derdi
Bir gizi bakışından çözerdim
göçmen olurdum onunla
her tanışması veda dolu
Onda kalırdı usumun bir ucu
bir ucu yitip gitmiş bende
O ekmek koyardı sofraya
aş pişirirdi bencileyin
göç arifesinde ağlamazdı
en son perdeleri sökerdi
pencerelerin
El verirdi
dilimi yaşatmak için
söz verirdi
kara bakışlar
son gülüşler adına
toplanır giderdi
yakardı içinde kavrulduğu
meşaleyi
(el sallıyorsun
otobüsün camındaki
gölgeli yüzün
üzümle kavuşuyor
o kadar seninleyim
birde densizce sensiz)
Kapanırdı
açmak üzere olan tomurcuklar
perdeleri komşu pencerelerinin
artık
neşeyle salıncaklara koşmuyor çocuklar
bitmiyor sılaya giden otobüslerin yolları
umudum yılkı atı
bana geri dönmüyor
(Karanlık dünyama dolan
kahpe aydınlık
niye üzüyor gidişin beni)
Hacer Buyruk