Şair Ali Öztürk
BİZ ONU SOKAKTA BULMADIK
BİZ ONU SOKAKTA BULMADIK
Orada bir köy var uzakta.
Gezmesek de tozmazak da,
O köy, bizim köyümüz...
Şair Ahmet Kutsi Tecer'e ait yukarıdaki dizelerindeki gibi Kültür ve Turizm Bakanı Ertuğrul Günay'da sevsek de sevmesek de, o bizim hemşerimiz; hem de bugünkü sahne-i siyasetin deneyimli, klas ve popüler oyuncularından biri olan değerli bir hemşerimiz...
Onun Bakanlık görevine başladıktan sonra bizlere bırakın, eskisi gibi yakından ve samimi bir şekilde ilgi göstermemesini selamımızı bile artık vesiakayla alır gibi olmasına rağmen, bakanlık görevini şaibesiz ve layıkıyla yerine getirerek ülkemiz için bir çok önemli atılımlara imza atması , yine de biz hemşerilerini onurlandırmaktadır.
Uzun yıllar CHP'de önemli konumlarda politika yapan ve partisini gerçek sosyal demokrat çizgiye çekmek için yıllarca uğraş veren ancak, hem demokratik hem de etik oluşu tartışılan bir kararla CHP'den ihraç edilen Günay, beklenmedik, sürpriz bir kararla CHP'nin karşıtı AK Partiye geçerek 22 Temmuz Genel Seçimlerinde Milletvekili ve daha sonra kurulan AK Parti hükümetinde ise Kültür ve Turizm Bakanı olmuştur.
Onun AK Partiye geçisi siyasi çevrelerde olumlu,olumsuz yankılara neden olmuş, hakkında çeşitli spekülasyonlar üretilmesine rağmen o, güvenilir ve çağdaş siyasi karizmasıyla AK Partinin katı muhafazakar imajının, halkın nazarında yumuşamasında yine de bir hayli etkili olmuştur.
Öyle ki, AK Partinin % 47 oy almasında Günay fonksiyonun etkisi, siyaset bilimciler tarafından da kabul edilmiştir.
AK Partinin imajını böylesine olumlu bir şekilde değiştiren, ülkemizin AB'ye entgre olması yolunda bakanlığı ile ilgili önemli adımlar atan Günay, acaba AK Partide hak ettiği itabarı görüyor mu, ya da AK Partililer ona layık olduğu değeri veriyorlar mı ?
Medyadan takip ettiğimiz bazı olayları irdelediğimizde, maalesef bu sorulara " evet" demenin pek mümkün olmadığını görmekteyiz.
Bakan olduktan sonra resmi bir ziyarette bulunmak için ilk defa gittiği, doğup büyüdüğü memleketi Ordu'da, hiç bir yerde karşılaşmadığı nahoş bir durumla karşı karşıya gelmiştir.
Bakmayın siz, son ziyaretinde olağanüstü bir ilgiyle karşılaşmasına...Bu, AK Partideki belli bir zihniyetin "takiyye" anlayışının tezahüründen başka bir şey değildir.
Zira, Günay'ın Başkent Ankara'daki Ordulular Vakfı için isteği hiç dikkate alınmamış ve vakıf sokağa atılmıştır.
Buradaki Denizlili dostların anlattığına göre onun Denizli ziyareti sırasında, tarihi dokuya zarar veren yapılaşmanın önlenmesi için Mimarlar Odasının isteği üzerine Denizli Valiliğine verdiği talimat da, nedense hiç dikkate alınmamış.
Gelelim son olaylara:
Alperen Ocaklarının İdil Biret'in konserinde çıkardığı olaylara kendi yandaşları bile tepki gösterirken Günay'ın gösterdiği haklı ve sert tepkiye maalesef hiçbir AK Partili katılmayarak onu yanlız bırakmışlardır.
Ya TBMM'sindeki "Üstün Hizmet Ödül Töreni" nine bir bakan olarak katılmasına rağmen kendisine oturacak bir sandalye
verilmemesine ne demeli ?
Hoyratlığın ve saygısızlığın bu kadarı da pes doğrusu !
Hani bazı ebeveynler vadır; gözü gibi baktıkları çocuklarına bir haksızlık yapıldığında hemen isyan edip " ben çocuğumu sokakta bulmadım" derler ya; ben de bir Ordulu olarak Başkabakan Erdoğan'a seslenmek istiyorum:
Değerli hemşerimiz Ertuğrul Günay'a saygısızlık yapan densizlere bir çeki düzen verin artık...
Biz onu sokakta bulmadık !
Orada bir köy var uzakta.
Gezmesek de tozmazak da,
O köy, bizim köyümüz...
Şair Ahmet Kutsi Tecer'e ait yukarıdaki dizelerindeki gibi Kültür ve Turizm Bakanı Ertuğrul Günay'da sevsek de sevmesek de, o bizim hemşerimiz; hem de bugünkü sahne-i siyasetin deneyimli, klas ve popüler oyuncularından biri olan değerli bir hemşerimiz...
Onun Bakanlık görevine başladıktan sonra bizlere bırakın, eskisi gibi yakından ve samimi bir şekilde ilgi göstermemesini selamımızı bile artık vesiakayla alır gibi olmasına rağmen, bakanlık görevini şaibesiz ve layıkıyla yerine getirerek ülkemiz için bir çok önemli atılımlara imza atması , yine de biz hemşerilerini onurlandırmaktadır.
Uzun yıllar CHP'de önemli konumlarda politika yapan ve partisini gerçek sosyal demokrat çizgiye çekmek için yıllarca uğraş veren ancak, hem demokratik hem de etik oluşu tartışılan bir kararla CHP'den ihraç edilen Günay, beklenmedik, sürpriz bir kararla CHP'nin karşıtı AK Partiye geçerek 22 Temmuz Genel Seçimlerinde Milletvekili ve daha sonra kurulan AK Parti hükümetinde ise Kültür ve Turizm Bakanı olmuştur.
Onun AK Partiye geçisi siyasi çevrelerde olumlu,olumsuz yankılara neden olmuş, hakkında çeşitli spekülasyonlar üretilmesine rağmen o, güvenilir ve çağdaş siyasi karizmasıyla AK Partinin katı muhafazakar imajının, halkın nazarında yumuşamasında yine de bir hayli etkili olmuştur.
Öyle ki, AK Partinin % 47 oy almasında Günay fonksiyonun etkisi, siyaset bilimciler tarafından da kabul edilmiştir.
AK Partinin imajını böylesine olumlu bir şekilde değiştiren, ülkemizin AB'ye entgre olması yolunda bakanlığı ile ilgili önemli adımlar atan Günay, acaba AK Partide hak ettiği itabarı görüyor mu, ya da AK Partililer ona layık olduğu değeri veriyorlar mı ?
Medyadan takip ettiğimiz bazı olayları irdelediğimizde, maalesef bu sorulara " evet" demenin pek mümkün olmadığını görmekteyiz.
Bakan olduktan sonra resmi bir ziyarette bulunmak için ilk defa gittiği, doğup büyüdüğü memleketi Ordu'da, hiç bir yerde karşılaşmadığı nahoş bir durumla karşı karşıya gelmiştir.
Bakmayın siz, son ziyaretinde olağanüstü bir ilgiyle karşılaşmasına...Bu, AK Partideki belli bir zihniyetin "takiyye" anlayışının tezahüründen başka bir şey değildir.
Zira, Günay'ın Başkent Ankara'daki Ordulular Vakfı için isteği hiç dikkate alınmamış ve vakıf sokağa atılmıştır.
Buradaki Denizlili dostların anlattığına göre onun Denizli ziyareti sırasında, tarihi dokuya zarar veren yapılaşmanın önlenmesi için Mimarlar Odasının isteği üzerine Denizli Valiliğine verdiği talimat da, nedense hiç dikkate alınmamış.
Gelelim son olaylara:
Alperen Ocaklarının İdil Biret'in konserinde çıkardığı olaylara kendi yandaşları bile tepki gösterirken Günay'ın gösterdiği haklı ve sert tepkiye maalesef hiçbir AK Partili katılmayarak onu yanlız bırakmışlardır.
Ya TBMM'sindeki "Üstün Hizmet Ödül Töreni" nine bir bakan olarak katılmasına rağmen kendisine oturacak bir sandalye
verilmemesine ne demeli ?
Hoyratlığın ve saygısızlığın bu kadarı da pes doğrusu !
Hani bazı ebeveynler vadır; gözü gibi baktıkları çocuklarına bir haksızlık yapıldığında hemen isyan edip " ben çocuğumu sokakta bulmadım" derler ya; ben de bir Ordulu olarak Başkabakan Erdoğan'a seslenmek istiyorum:
Değerli hemşerimiz Ertuğrul Günay'a saygısızlık yapan densizlere bir çeki düzen verin artık...
Biz onu sokakta bulmadık !