Şair Ali Öztürk

Şair Ali Öztürk

LÜTFEN SEVİYELİ OLALIM…

 Bir toplumda kişiler aralarındaki iletişimde, nezakat kurallarını hiçe sayılırsa, o toplumdaki   sorununların çözümü çıkmaza girer.

  Atalarımız ne demiş  “hayvanlar koklaşa koklaşa, insanlar konuşa konuşa anlaşır”.

 Bugün ülkemizin sorunlarının en üst düzeyde tartışıldığı yer, TBMM. Buradaki tartışmalarda, parti temsilcelerin aralarında diyaloğa baktığınızda; neredeyse, bir mahalle kahvesinde bile kınanacak hitap  şekillerine rastlıyorsunuz.

  Hele birkaç  gün önce, Genel Başkanının yanında “gizli santrafor” gibi görev yapan ve  ortalıkta gözükmeyi pek sevmeyen  bir Genel Sekreter, durdu durdu…

 Beyinsel (!) bir sözle bir kafa golü atta ki, bence o golü; kendi kalesine atmış gibi oldu.

 Tabi, karşı taraf da ayni uslupla  cevap verdi.

 Halk tarafından seçilerek meclise gönderilmiş olan vekillerimiz aralarındaki diyalogla halka örnek olmalıdırlar.

 “İmam yellenirse, cemaat bilmem ne yapar” hesabı vekillerimiz böyle yaparsa; karşıt görüşlü gençlerin, birbirleriyle uygar olmayan kavga ve atışmalarında, onları nasıl ikna edebiliriz ?

 Bir de bazı gazeteler,  çıkan haber ve köşe yazıları hakkında okuyucularından yorum istiyorlar.

 Bunu isterken de güya “küfür ve hakaret içeren yorumlar yayınlanmaz” diye  uyarıda bulunuyorlar. Ama nerede ? 

  Yorumlara ayrılan internet bölümü “umumi hela duvarı” gibi sanki…

Ya da “laf olsun çuval dolsun” misali…

  Önceki gün, Kültür ve Turizm Bakanı hemşehrimiz Sayın Ertuğrul Günay, Yalova"da bir helikopter kazası atlatmış. Bu haberle ilgili yorumları okuyunca insan, insanlığından utanıyor.

   Biri bakanın, bu kazayı atlatmasından hiç memnun olmadığını ima etmiş. Atlatmasa her halde, kıçına kına yakacaktı.

  Biri de,” köyünde hiç eşeğe binmeyenler helikoptere  binerse böyle olur” diyor.

 Sanki  deyyusun, kendi sülalesi hep helikopterle seyahat ediyormuş gibi…

Eşeklik parayla değil ya !

 

   Her kim ne derse desin “kötü söz sahibinindir”.

 

            Bir toplumda kimsenin, kimseye kalmımışsa saygısı

            O toplumda  başlar, yavaş yavaş  yarınlarının  kaygısı

                 

Önceki ve Sonraki Yazılar