Şair Ali Öztürk
SATIN EFENDİLER SATIN !
Neymiş de efendim Ordulunun parasını kolluyorlarmış ! Acaba zahmet edip o binanın Ordu Özel İdaresine ne şekilde intikal ettiğini araştırmışlar mıdır ?
Araştırırlarsa o binanın müteahhite kat karşılığı verilen arsa ile elde edildiğini; bu arsanın ise 1950 yıllarında Ankara"daki Orduluların topladıkları para ile yurt yapımı için o zamanki Ordu Yüksek Tahsil Cemiyeti adına alındığını görürler.
Bu arsa Özel İdareye yurt yapılması kaydıyla devredilmiştir. Ancak, gerek tapuya şerh koyulmaması gerekse Ordu Yüksek Tahsil Cemiyetinin fesholması nedeniyle yurt yapılması kaydı dikkate alınmayarak kat karşılığında müteahhite verilmiştir.
Bu nedenledir ki, etik olarak düşünüldüğünde, bu binanın Ankara"da Ordululara hizmet veren bir derneğe ve vakıfa tahsis edilmesi gayet doğaldır.
Vakıf geçmişte bir çok öğrenciye burs vermiştir. Bugün veremiyorsa, parasal desteğin olmamasındandır. Bunun da sorumlusu yalnız vakıf yöneticileri değil imkanı olan tüm Ordululardır.
Biri çıkıp da Ben bir öğrencinin bursunu üstleniyorum dedi de ret mi edildi ki ?
Meclislerince oluşturulan komisyondaki arkadaşlarına Ankara"da hoş olmayan tavırlar sergilenmiş diyor Şanser Bey !
Bir kere Vakıf Müdürü Vedat, Yüce mizacı itibarıyla böyle bir davranışta bulunacak bir kişi değil. Yönetim dışından bazı kişilerin davranışı ise vakfı bağlamaz. Ancak, yöneticilerden biri dahi bu şekilde davranmış olsa bile Vakıf tüzel kişiliği olan bir kuruluştur.Kişilere bağlı olmayıp devamlılık arz eder ve yöneticileri de genel kurullardaki seçimlerle belirlenir. Yönetimdeki kişilerin tavırları da genel kurulda değerlendirilir.
Papaza kızıp oruç bozulmaz sayın Şanser Bey !
Ben kırk yıldır Ankara"da yaşıyorum. Ordu"ya dönebilme şansım yok gibi
Vakıf lokaline gidip hemşerilerimle bir araya gelme imkanı buluyor, restoranda yöresel yemeklerle bir nebze memleket hasretini gideriyorum. Siz Memleket Hasretii nedir bilir misiniz Şanser Bey !. Bilmiyorsanız, bunun ne demek olduğunu, yazmış olduğum Memleket Hasreti adlı şiirle, yine Ordu yöresel ağzına ait bir monolog olan Anşa Nenenin Mektubunu okuduğunuzda anlarsınız. Bu şiir ve monologun bulunduğu bir kitabı vakıfa bağışladım. Acaba bir Ordulu olarak, vakıfa yapacağınız cüzi bir bağış karşılığında lütfedip aldınız mi ki ?
İngiltere"de bir mafyaya Rize Mafyası denildi tüm Rizeliler ayağa kalktı; İngiltere özür dilemek zorunda kaldı.
Demet Akalın, bir konser sırasında seyircilere Niye bön bön bakıyorsunuz Diyarbakır"dan mı geldiniz dedi Diyarbakırlılar en sert tepkiyi gösterdi. Demet Akalın, Diyarbakır"a okul yaptırma söz verdi.
Tiyatro oyuncusu Demet Akbağ, bir televizyon programında O .Çocukların, Ordulu Çocuklar olarak tanımladı. Bir özür dilemeye bile gerek duymadı.
Artık Ordulu olmak negatif bir ayrıcalık
Siz de şimdi, lokale ait kat hariç, diğer yerleri satıyorsunuz. Ne diyelim ki;
Satın efendiler satın
Yalvarsak da aldırmayın
Ne gereği var kalan katın
Battı balık yan gider,
Oldu olacak onu da satın !...