MARTAVAL SİYASETİ

ABDULLAH AYDIN

                                                                                            

    Dünya Bankasının 1996--2008 yılları arası “Dünya Yönetişim Göstergeleri” adlı raporu basına yansıdı. Rapor, Dünya üzerindeki iki yüzden fazla ülkenin hayati konulardaki durumlarına rakamlarla ayna tutuyor ve “işte, durumunuz bu!” diyor. 

                Raporun yayınlanan altı ana göstergesinde, Türkiye"nin durumu hiç de iç açıcı değil. Şöyle ki:

1-YOKSULLUĞUN KONTROLÜ:

                               200 civarında ülke içinde 83. durumdayız. Altımızda Lesoto ve Ruanda, üstümüzde Yunanistan ve Suudi Arabistan var. Yoksulluğu kontrol yüzdemiz %40-60 arasında değişiyor. 82 Devlet bizden daha iyi durumda.

                2-HÜKÜMET ETKİNLİĞİ:

                80. sıradayız. Altımızda Granada ve Gürcistan, üstümüzde ise Guam ve Çin var. Hükümetlerimizin etkinliği %55-60 aralığında seyrediyor. 79 Devletin hükümetleri bizim hükümetlerden daha etkin.

                3-DEVLETİN DÜZENLEYİCİLİK KAPASİTESİ:

                86. sıradayız ve bizim devletimizden daha düzenleyici ve iyi 85 Devlet var. Altımızda Makedonya ve Brezilya, üstümüzde Kolombiya ve Tayland var. Devletimizin düzenleyicilik oranı %60.

                4-HUKUKUN ÜSTÜNLÜĞÜ:

                94. sıradayız. Altımızda Hırvatistan ve Sri Lanka, üstümüzde Güney Afrika Cumhuriyeti ve Hindistan var. Devletimizin hukuk sahipliği %55-60 aralığında değişiyor. 93 Devlet Hukuk alanında bizden daha iyi durumda.

                5-İFADE ÖZGÜRLÜĞÜ:

                İfade özgürlüğünde 122. sıradayız. Altımızda Filipinler ve Ekvator, üstümüzde ise Malavi ve Senegal var. İfade özgürlüğünü kullanabilme oranımız % 40. l21 ülkenin halkı düşüncelerini bize göre daha özgürce ifade edebiliyorlar.

                6-SİYASİ İKTİDAR VE ŞİDDETİN YOKLUĞU:

                165. sıradayız. Altımızda Tacikistan ve Nijer, üstümüzde Kosova ve Kırgızistan var. Siyasi iktidarlarımız ancak %20 oranında özgürlükleri bize lâyık görürken, %80 kısıtlama getiriyorlar, şiddet ve baskı altında tutuyorlar. 164 ülke iktidarları halkına bizim kadar şiddet ve baskı uygulamıyor veya bizim iktidarlarımız halkımıza 164 ülkeden daha çok bası ve şiddet uyguluyor.

                Altmış yıldır bu ülke insanı martaval ve yalan siyasetlerle aldatılıyor, kandırılıyor, uyutuluyor ve sömürülüyor. Yukarıdaki istatistik rakamları ahvalimizi çok net açıklıyor; ama yalan ve martavalların arkası bir türlü gelmiyor.

                Neymiş efendim!

                -“Adriyatik"ten Çin Settine”ymiş!

                -“Türkiye 21. asırda Dünya"nın parlayan yıldızı”olacakmış!

                -“Bizimki Dünya"nın 16. büyük ekonomisi”ymiş!

                -“Demokraside İslâm ülkelerine örnek oluyor”muşuz!

                -“Türki Cumhuriyetlerin Ağabeyisi”ymişiz!

                -“Avrupa Türkiyesiz yapamaz”mış!

                -“Türkiye Dünya barışının Sigortası”ymış!

                -“T.C. Lâik, Demokratik Sosyal bir Hukuk Devleti”ymiş!

                Anadolu lügatinde bir deyim vardır; “Yalandan kim ölmüş” derler. Öyle anlaşılıyor ki: egemenlerimiz ve yönetenlerimiz bu terimin içeriğini iyi kavramışlar.

                Çin"in Sincan bölgesinde Uygur Türklerine uygulanan mezalime, Türk Hükümet yetkililerinin gösterdikleri tepki karmaşası, siyasi ve bürokratik yönetimdeki pespayeliğimizi bir kez daha yüzümüze çarptı. Başbakan "Soykırım" diyor ve ekliyor; “kurumlarımız benim dediğimin dışında başka türlü bir şey diyemez.” Ama Dışişleri Bakanı başka konuşuyor, Ticaret Bakanı boykot çağrısı yapıyor, danışman "bakanın kendi düşüncesidir" diyor. Biri burnunu, biri kulağını, biri ensesini, biri tırnaklarını gösteriyor. Peki, bu halk sizin hanginize inanacak, hanginize güvenecek?

                Devlet yönetiminde martavalın, palavranın, yalanın, halka asılsız umut pompalamanın yeri var mı? Halkı aptal yerine, keriz yerine koymak var mı?

                Siyasette, Devlet yönetiminde martaval atanların, yalan söyleyenlerin, halkı aldatanların, kandıranların ve soyulmasına sebep olanların ve göz yumanların davranışları, acaba Ahlâksızlık kategorisine girer mi?

                Bu sorumuza da, bu işlerle iştigal edenler cevap versin!

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.