Ordu’nun Kaderi Fındıkla Buluşması

 


Engebeli bir arazi ve hırçın bir denizin kolay geçit vermediği bir coğrafyada üstelik her şeyi ekip dikmeye müsaade etmeyen topraklar üzerinde geçim mücadelesi de çetin olmak zorundadır. Bu nedenle bu coğrafya topraklarında var olmak için ya direneceksiniz ya da başka diyarlarda var olma mücadelesi vereceksiniz. Kısaca Ordulunun kaderi budur.
İşte bu yüzden Ordu’nun fındıkla buluşması bu kaderin değiştirilmesi yönünde verilen mücadelenin önemli bir tarihidir. Üstelik zaman olarak bütün Osmanlı topraklarında yabancı tüccarlar ve aracılarının imtiyazlarıyla her şeye el koymaya başladığı ve etkileri günümüze kadar uzanacak zamanlarda Ordu fındıkla buluşmaktaydı.
Ordu’nun fındıkla başlayan kader dönüşümünün serüveni ise Karadeniz’in ortak kaderini paylaşan Trabzon ve Giresun’dan sonra olmuştur.
Fındığın, Karadeniz topraklarına tutunmasının tarihine dair net bilgiler bulunmamakla beraber 1732’de Trabzon’dan Rusya’ya ihraç edildiğine dair bilgiler belgelerde mevcuttur. Bu belgelerden anlaşıldığına göre fındık dikimleri Trabzon ve Giresun’da Ordu’dan neredeyse yüz yıl önce başladığı söylenebilir. Çünkü 1732 yılında ihraç edilmeye başlayan fındığın Ordu topraklarında dikim tarihi ise 1850’li yıllara rastlamaktadır. Her ne kadar Sıtkı Çebi gibi bazı mahalli tarihçiler Ordu’da ilk fındık dikimlerinin 1812-1815 yılları arasında dönemin Ordu kazası kaymakamı İbrahim Bey tarafından Giresun’dan getirilen fındık fidanlarının Ebulhayr civarında dikilmesiyle başladığını söylese de resmi kaynaklar bu bilgileri doğrulamamaktadır. Bunun yanında Sivas Vilayeti Mektupçusu Ferhatoğlu M. Fahrettin gibi yine mahalli tarihçiler ise Ordu’da ilk fındık dikimlerin 1858 yılında başladığını öne sürmektedir. Ferhatoğlu M. Fahrettin Ordu Külliyatı adlı eserinde Ordu kazasında ilk fındık dikimleri ile ilgili şu bilgileri vermektedir.‘‘Esasen hububat ve hassaten mısır ziraati ile meşgul olan Ordu çiftçisi fındığı mücavereti dolayısıyla ilk evvel 1858 tarihinde Ebulhayr denilen ve Sayacıtepe, Mustafalı, Alibey ve Kestane köylerinden mürekkep olan mıntıkaya celp ederek bu havalide bahçeler tesisine başlamıştır.’’ Yine fındık konusunda önemli çalışmalar gerçekleştirmiş olan Kemal Peker de Ordu’da ilk fındık dikimleri ile ilgili olarak 1858 tarihini vermektedir. Ordu kazasında fındıkla ilgili ilk resmi bilgiler ise 1871 yılı Trabzon salnamesinde yer almaktadır. Salnameye göre Ordu’da bu yıl sadece bir fındıklık bulunmaktadır. Aynı yıl Tirebolu’da 179, Giresun’da 47 fındıklık mevcuttu. Bu duruma göre fındığın yetişme süresi de göz önünde tutulursa Ordu’da ilk fındık dikim tarihi olarak 1858 yılını kabul etmek daha doğrudur.
Yine salnamelerde Ordu kazasında fındık üretim miktarları ile ilgili ilk bilgiler ise 1879 yılına aittir. Bu yıl Ordu merkezde 266 fındıklıktan 18900 kıyye (24.230 kg), Perşembe nahiyesinde 571 kıyye (732 kg), Bolaman’da 100 kıyye (128 kg) fındık üretilmiştir. 1899 yılında ise Ordu’da üretilen fındık miktarı 4.480.000 kiloya ulaşmıştır. Ordu kazasında fındıkla ilgili bir diğer önemli gelişme de 1894 yılında gerçekleşmiştir. Bu konudaki bir arşiv belgesinde yer alan bilgilere göre Akyazı, Eskipazar, Şahincili civarlarında yapılan pirinç ekimleri yasaklanarak yerine ‘‘faydalı ürün’’ olarak nitelendirilen fındığın dikilmesi bizzat devlet tarafından teşvik edilmiştir. Gerekçe olarak ise pirinç tarlalarının oluşturduğu sivrisinek kaynaklı hastalıklardan Ordu şehrinin yaz aylarında yaşanamaz bir hal alması gösterilmiştir. Ancak bu yıllardan hemen sonra 1900’lü yılların başlarında devletin Rusya’ya fındık fidanı ihracını yasakladığı da yine belgelerde mevcuttur. Bu durum göz önüne alınırsa Ordu kazasında fındık dikimlerinin teşvikinin sadece sivrisineklerden korunmak için olmadığı anlaşılmaktadır. Çünkü fındık bu yıllarda da devlete en fazla gelir getiren ihraç kalemleri arasındaydı. Bu yüzden bize göre devlet pirinç ekicilerini ikna edebilmek için biraz da sivrisinekleri bahane etmişti. Yoksa zaten yıllardan beri Ordu şehri yazları havasından ve sivrisineklerden dolayı yaşanamaz haldeydi. Fındık dikimini teşvik etmek için devlet bu durumu kullanmıştır.
Nitekim fındık, Ordu kazasından ilk ihraç edildiği 1898 yılında kazaya dolayısıyla devlete en fazla gelir getiren ürün olmuştur. Fındığın Ordu’dan ilk ihraç edildiği yıl olan 1898 yılında Ordu kazası iskelesinden gerçekleşen ithalat ve ihracat ürünleri ve tutarları ise şu şekildeydi.
İthalat Ürünleri:
Kahve, şeker, buğday unu, zeytinyağı, sabun, manifatura, sahtiyan deri, madeni eşya, çuval, tuz, tütün ve sigara, şarap ve meşrubattı. İthalat gideri ise 9.157.610 kuruştur. İthal ürünler içinde ise manifatura en fazla tutara sahipti. Bu durum ise yıllardır geleneksel tezgâhlarda dokumacılık yapan yerli üreticinin aleyhine olmaktaydı ve birçoğu geleneksel tezgâhlarını kapatmak zorunda kalmaktaydı.
İhracat Ürünleri:
İç fındık, kabuklu fındık, mısır, fasulye, buğday, arpa, yulaf, kendir, keten tohumu, ceviz, balmumu, balıkyağı, yün, meyve, keçi ve koyun derisi, yumurta, ağaç tekne ve kürektir. Bu ürünlerden elde edilen gelir toplamı ise 10.518.948 kuruş olmuştur. En fazla gelir ise Ordu’dan ilk defa bu yıl ihraç edilen fındıktan elde edilmişti. İç fındıktan, 2.562.560 kuruş, kabuklu fındıktan ise 732.300 kuruş gelir elde edilmiştir.
Yukarıdaki rakamlardan da anlaşılacağı fındık ilk ihracat edildiği yılda Ordu kazasının ihracat gelirinin ithalat giderinden fazla olmasını sağlamıştır. Daha sonraki yıllarda da bu durum devam etmiş ve fındık her zaman hem Ordu’ya hem de devlete en fazla gelir getiren ürün olmuştur. Üstelik Avrupalı tüccarlar ve onların aracıları tüccarlar tarafından atılmış olan fındık ticaretinin günümüze kadar tam olarak yıkılamamış temellerine rağmen.
İyi ki varsın ve üstelik en fazla Ordu’da üretiliyorsun FINDIK!!!
Ve mücadele devam ediyor!!!

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.