Doç. Dr. Birol ERTAN
KKTC Cumhurbaşkanı- Dışişleri savaşı
| |
Tamer Gazioğlu'ndan boşalan Anavatan Türkiye Cumhuriyeti Ankara Büyükelçiliğine yeni bir büyükelçi atanmadı. Cumhurbaşkanı, kendisine önerilen ismi atamıyor. Eşi aynı birimde çalışıyorsa, ücretsiz izne ayrılır, iş biter diye düşünmüştüm. Olayın içyüzü farklıymış diye kulağıma duyumlar geldi.
İngiltere'de Başarıyla görevini tamamlayan Dilek Yanık'tan boşalan Londra Temsilciliğine yeni atamanın Cumhurbaşkanlığı çevrelerince engellendiği iddiaları üzerine bu yazıyı kaleme almak gereği duydum. Bu nedenle, Dışişleri atamaları ve Cumhurbaşkanlığı'nın iç ve dış politikaya müdahalesi konusunda biraz daha derinlemesine araştırma ve konunun taraflarıyla görüşme olanağı buldum. Gelişmeler hiç de iç açıcı değil.
Cumhurbaşkanı Talat, Anayasaya aykırı olarak (Anayasada görüşmecilik görevi Cumhurbaşkanı'nın görevleri arasında sayılmıyor, Cumhurbaşkanı Talat da zamanın Cumhurbaşkanı Denktaş'ı bu yetkiyi kullanması üzerine eleştirmiş ve görüşmecilik yetkisinin Cumhuriyet Meclisi'nde olduğunu iddia etmişti) Rum kesimi ile yaptığı müzakerelerde kendisini temsil etmesi için bir CTP milletvekili görevlendirmişti. Cumhurbaşkanı, kafasına estiği gibi her istediğini yapabilecek, istediği insanlarla devletin kaderiyle ilgili gizli kapaklı görüşmeler yapabilecek bir makam değildir. Hiçbir makam, çağdaş ve demokratik devletlerde Anayasa ve hukuk devleti ilkelerinin üzerinde değildir ve olamaz. Anayasanın Üstünlüğü ve Bağlayıcılığı başlıklı Anayasanın 7. maddesine göre : Anayasa kuralları, yasama, yürütme ve yargı organlarını, Devlet yönetimi makamlarını ve kişileri bağlayan temel hukuk kurallarıdır. Ayrıca, Egemenlik başlıklı Anayasa 3. Maddesine göre : Halkın hiçbir zümresi, kesimi ve kişisi, egemenliği kendine mal edemez. Hiçbir organ, makam veya merci, kaynağını bu Anayasa′dan almayan bir yetki kullanamaz.
Anayasa maddeleri diyor ki, kimse ben istediğimi yaparım, kimse bana karışamaz diyemez. Kimse, kafasına estiği için Anayasayı çiğneyemez ve değiştiremez. Anayasanın Değiştirilmesi başlıklı Anayasa 162. maddesine göre: Bu Anayasa kuralları kısmen veya tamamen, ancak Cumhuriyet Meclisi'nin en az on üyesinin önerisi ve üye tamsayısının üçte iki çoğunluğunun oyuyla değiştirilebilir.
Cumhurbaşkanı, kendisini temsil etmek için kafasına göre bir temsilci atayamaz. Çünkü, bu makam, onun kişisel makamı değildir. Cumhurbaşkanı'nı, yokluğunda ancak Meclis Başkanı temsil edebilir, Cumhurbaşkanı'nın uygun bulacağı bir milletvekili temsil edemez. Böyle bir şey düşünülemez. Yanındaki Anayasadan çok anladığını sanan hukukçu danışmanları, Anayasanın çiğnenmesi karşısında dut yemiş bülbül gibi susuyorlar. Hukuk, güçlü olanın yanında değildir, hukuk haklı ve doğru olanın yanındadır.
Cumhurbaşkanı, Dışişleri Bakanlığı'nın yetkilerini istediği zaman üstüne alamaz. Hukuk devletlerinde ve demokrasilerde devlet yönetmek, kuralları tabidir. Bu kuralların başında da Anayasa gelir.
Cumhurbaşkanı bile olsanız, Dışişleri Bakanlığı'nın yetkilerini alıp istediği kişilere dağıtmak, siyasi parti milletvekilleri arasında bölüştürmek, demokratik toplumlarda asla kabul edilemeyecek bir uygulamalardır. Ülkeyi yurt dışında temsil edenler, Cumhurbaşkanı'nı değil, ülkeyi temsil ederler. Temsilciler, diplomatik teamüllere göre , deneyimli diplomatlar arasından ve özellikle Dışişleri meslek memurluğu yapmış personel arasından seçilir. Cumhurbaşkanı, kendisini temsil etsin diye bir milletvekilini görevlendirdi, başta Meclis Başkanı'nın yetkileri gasp edildi, Anayasa hukukçuları başta olmak üzere herkes seyrediyor. Bu nasıl demokrasi ? Bu nasıl Anayasal yönetim anlayışı ?
Şimdi sıra Dışişlerine mi geldi? İstediğini istediği yere ata, karşı çıkanları dinleme, ben istediğimi yaparım diye tehditler savur. Böyle demokrasi olamaz. Buna sessiz kalanlar, bu suça ortak olmuş sayılırlar. Dışişlerini etkisiz kılıp diplomaside deneyimsiz danışmanlar ekibi ile istediği gibi hareket etmek, gizli kapaklı görüşmeler yapmak, istediğini devleti temsil etsin diye istediği yere atamak, istediğini danışman atayıp devlet hakkında çok önemli kararlar alınması sürecine dahil etmek, demokratik toplumlarda görülemeyecek uygulamalardır. Bu uygulamaları Anayasaya ve yasalara saygılı insanların hoş görmesi ve siyaset gereği desteklemesi düşünülemez. Bunlar, eleştirilmesi gereken uygulamalardır. Anayasaya ve hukuk devletine aykırı uygulamalardır.
Yeri geldiğinde demokrasi nutukları atan patron ve parti kalemşorları, neredesiniz ? Nerede kaldı demokrasi, nerede kaldı güçler ayrılığı, nerede kaldı Anayasa?
Cumhurbaşkanlığı, her istediğini yapmak ve herkesi korkutarak dikte ettirmek makamı değildir. Olamaz.
ajanskibris.com dan alınmıştır