Dr. Mustafa ÇUKURYILDIZ
Emekçi Dostu Tayyip ERDOĞAN
Uzun bir süreçtir yaşam!... Yıllar ve arkadaşlıklar gelip geçse de; anılar galiba hiç hafızalardan silinmiyordur!... Fotoğraflar da bu güzel anıların geride bıraktığı izleri oluyor!...
Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, 20 yıl önce Temmuz 1988 de Refah Partisi İstanbul İl Başkanı olduğu dönemde grev yapan darphane işçilerini ziyaret ederek, grev önlüğü giymiş, ve grevde 27. günlerini dolduran işçilere şöyle seslenmişti:
"Özellikle 1980 sonrası hükümetler işçi haklarına, insan onuruna yakışmayacak şekilde ilgisiz kalmaktadır. Alın teri kutsallığını yitirmiştir. Ülkemizde işçilerimiz, kira ücretlerini dahi ödeyemeyecek zorluklar içerisinde kıvranmaktadırlar. Bu zulme son verene kadar haklı ve kararlı mücadelelerin yanında olmayı, inancımızın bir gereği olarak, bir görev telakki ederiz."
Büyük ihtimalle o günlerde şimdinin başbakanı SnRecep Tayyip Erdoğan O zamanlar ; tüm çalışanların özelliklede memurların, çalışanların emeklerinin karşılığını alabilmek için;
- Grevli toplu sözleşmeli sendikal haklarının olması gerektiğini,
- Toplumun en iyi eğitimli kitlesi olan Memurlarında siyaset yapma haklarının tanınması gerektiğini,
- Adaletin gelişerek; Eşit işe eşit ücret alınmasının gerekli olduğunu,
- Çalışma koşullarının çok ağır ve süresinin uzun olduğunu ve insanı ezdiğini, dinlenme sürelerinin yeterli olmadığını, nöbet ücretlerinin çok düşük olduğunu,
- Özlük haklarının, Emeklilik haklarının gasp edilmek üzere olduğunu, insanların mezarda emekli olacaklarını ve buna karşı gelmek gerektiğini,
- Hakkın verilmeyeceğini, alınacağını O günlerde düşünüyordur!
O yıllarda; Grev Gözcüsü önlüğü giyerek bir emekçi dostu olan şimdinin Başbakanı SnRecep Tayyip Erdoğan(ayakta işaretli); Sendikaların dışlanarak onlardan habersiz ek ödenekler vermenin çağdaş demokrasilerde asla kabul edilemez olduğunu, bunun Sendikalara ve emekçilere hakaret olacağını ve emeği küçümseyen ağalık düzenini çağrıştırdığını, Emekçilerin lütuf değil, insanca yaşamak için emeklerinin karşılığını almak istediklerini söylerdi herhalde!...
Sn RTE O yıllarda; çalışanların sahip oldukları hakların olsa olsa ancak Kölelerin sahip oldukları haklar kadar olduğunu ve bununda asla kabul edilemez olduğunu, bu adaletsizliklere ve baskılara karşı mücadele etmek gerekir diye düşünüyordur herhalde!.
O yıllarda Sn RTE; toplumun en iyi eğitim almış kitlesi olan memurların grevli toplu sözleşmeli sendikal haklarının ve siyaset yapma haklarının mutlaka tanınması gerektiğini, bunlar yapılmazsa; ülkenin hiç gelişemeyeceğini düşünüyordur ve kendi iktidarlarında öncelikli olarak bu konuların hemen halledileceğinden her yerde bahsediyordur herhalde!...
Başbakan SnRTE o yıllarda; geleceğin toplumunun eğitim, adalet ve sağlık temellerinde gelişeceğini ve 2008 yılında eğitim ve sağlık çalışanların yaklaşık maaşlarının;
2008 yılı Ağustos ayında Öğretmenlerin;
- 657 sayılı kanuna tabi Öğretmen ( 9/1 ) 1.148 YTL,
- Sözleşmeli öğretmen ( bekar ) 1.058 YTL ,
- Ücretli öğretmen (30 saat derse girerlerse ) 640 YTL,
- Vekil öğretmen, yerine derse girdiği öğretmenin maaşının 3/2 " sini alıyor
2008 yılında Hemşirelerin Ağustos ayı maaşlarının;
- 657 sayılı kanuna tabi Hemşirenin 900 YTL,
- 4 B li sözleşmeli Hemşirenin 820 YTL,
- 4925 e tabi Hemşirenin 1300 YTL
aylık maaş aldıklarını ve hepsinin aynı işi yaptıklarını herhalde düşünemezdi bile!...
2008 yılında Doktorların Ağustos ayı maaşlarının;
- 657 ye tabi olanın 1250 YTL,
- Aynı işi yapan sözleşmeli Doktorun aynı yerde çalıştığı halde 2350-2450 YTL civarında olmasını insanlık ve emeğin onurunu zedeleyen çok adaletsiz bir uygulama olduğunu söylerdi herhalde!...
2008 yılında nöbet ücretlerinin; gece saat 16 dan evinden ve çocuklarından uzakta hastanede sabaha kadar stres altında ayakta nöbet tutan ATT(Acil Tıp Teknisyeni), Sağlık Memuru, Ebe, Hemşire lerin;
- Lise mezunu olanların 11.8 YTL, hafta sonu 24 saatlik nöbetinin ise; 23.6 YTL olduğunu,
- Yüksek okul mezunu olanların; hafta içi; 15.7YTL, hafta sonu 24 saatlik nöbetinde 31.4 YTL olduğunu,
- Lisans mezunu olanların ise; hafta içi 21.6 YTL, hafta sonu 24 saatlik nöbet karşılığı 43.3 YTL olduğunu,
2008 yılında; SnRTE bir bordrolu Doktor olsaydı ve; gece saat 16 dan sabaha kadar stres altında nöbet tutan Doktorların gece nöbet ücreti olarak; 26-27 YTL, hafta sonu da 24 saatlik fazla çalışma karşılığı 54-55 YTL olduğunu öğrenseydi çok derin düşüncelere kapılırdı ve bu duruma çok kızardı herhalde!...
Meslek elemanı olmadan gece nöbet tuttuğu halde nöbet ücreti alamayan Memurlar ve sözleşmeli personel olduğunu öğrenseydi acaba hangi duygular içinde olurdu yada tepki gösterirdi!...
Eğer bugün Başbakan SnRTE bir bordrolu çalışan 657 sayılı yasaya tabii bir Doktor olsaydı; Yıllarca; enflasyon hesaplamaları aldatıcıdır ve gerçeği yansıtmamaktadır, bunun neticesi gittikçe düşen alım gücü; büyümeden de yıllarca pay alamayarak gittikçe yoksullaştık ve en değerli varlıklarımızın yüzlerine bakamaz hale geldik, sokağa çıkamaz hale geldik!... derdi ve sözlerine şöyle devam ederdi!...
Yaşam artık çalışanlar açısından yükü taşınamayacak noktalara gelmeye başladı.... çalışanların "GREVLİ TOPLU SÖZLEŞMELİ SENDİKAL HAKKI" ve "SİYASET YAPMA HAKKI" hemen tanınmalıdır!.. o zaman çalışanlar emeklerinin karşılığını almak için mücadelelerini yaparlar kimsenin aynı ağalık düzeninde olduğu gibi lütuflarına maruz kalmazlar, kimsenin insaflarına bakmazlar!... derdi herhalde!..
Ben inanıyorum ki; aynı işi yaptığı halde yarı yarıya maaş aldığı yerde, bu kadar düşük ücretler ve gasp edilen özlük haklarının, adaletsizliklerinin olduğu yerde; grev önlüğü giymiş 1988 yılında gerçek bir emekçi dostu olan Başbakan SnRTE ; önlüğünü, steteskopunu ve diplomasını paketler yürüyerek başbakanlığın önüne protesto etmeye giderdi herhalde diye düşünüyorum!...
Acaba haksızmıyım yorumu okurlara bırakıyorum!... Bende bir doktor olarak; neler yapmalıyım, sizlere ve SnBaşbakana soruyorum!... Saygılarımla!...
DrMustafa ÇUKURYILDIZ