HÜZÜN MÜ İSYAN MI KAVRAYAMADIM

Belki bir gün tüm kapılar kapanırsa,içeri girebileceğiniz dost kapılarınız mutlaka olsun.

Dostlarınız,yol arkadaşlarınız,yoldaşlarınız,sevgileriniz,sevgilileriniz ve yüreğinizde sevdalarınız daima olsun.

12 Eylül"ün 28.yılı geliyor.Ankara"da bu günler genellikle ılık olur.Bundan 28 yıl önce öylesine kavurmuştu ki 12 Eylül hala o kavruluşun sıcaklığı,yakıcılığı,yıkıcılığı devam ediyor.

          28 yıl önce bize Kayseri ili Ankara gibi kavurmuştu., Türkiye"nin diğer illeri gibi öylesine kavurmuştu ki ……

Bu gün 50 li yaşlarımızda o günlerdeyse iki minik çocuğumla 23 yaşımda bu sıcaklığı hissettim çoğu arkadaşlarımın hissettiği gibi.Kayseri"de adeta sürgünde idim.Bir ses,sesime bir cevap,yankı acaba Ankara"dan,diğer illerden gelebilecek miydi? Bilmeden yarım saat sonrasını.kardeşlerimin,arkadaşlarımın bana ıslıkta olsa yanıtı ulaşacak mıydı?

          Bana Kayserililer sevmem o şehri dediğimde kızarlar muhtemelen ama ben o gün sadece Kayseri"yi değil hiçbir ili sevmiyordum.Orada yalnızdık işte hasret o zaman daha derinleşti,şimdi alıştırdılar bu hasret denilen illete,üzül,ağla,burnunun direği sızlasın,yüreğinde bir ateş devamlı yaksın seni ama bütün bunlara rağmen yaşıyorsun;evet HASRETEDE ALIŞTIRDILAR bizi.

          Yaklaşan 12 Eylül mitinginden önce yazmak istedim bu duygularımı,paylaşmak istedim tüm o yılları bizler gibi kavrularak yaşayanlara,onlardan tek isteğim hangi tatil bölgesinde,hangi programda olursa olsunlar 13 Eylül günü Ankara"daki mitinge gelsinler eğer arkadaşlarının resimleri yerlerde kalsın istemiyorlarsa,arkadaşları demeye itirazları olanlar içinse eski arkadaşları demek doğru olabilir;o yılların arkadaşlığı yanan ateşi ellerinle tutmak gibiydi,o yılların arkadaşlığı trenin geldiğini görüp tren raydan çıkacağına ben candan çıkayım diye düşünen ellerini vagonların altına koyan yiğitler gibiydi,o günün arkadaşlığı açlıktan ölsen de karşıda başkasına ait 40 çeşit yemek duruyor ama dürüstlükten yan gözle bakmamaktı, o günün arkadaşlığı düşmanlarımızın uydurduğu gibi kadın-erkek hep birlikte yaşıyorlar,kimin kiminle olduğu belli değil dediği gibi arkadaşlık değil “gönül rahatlığı ile ayni yatağı paylaşmaya hazır kardeşlik”"ti o günün arkadaşlığı.

          Binlerce resmi göreceğiz mitingde elbette hiçbir resim yerde kalmayacak,ancak benim dediğim bu güne geldiğimiz yıllarda son görevlerimizi belki de yerine getirmek üzere alanda olalım.

          Bu ülkeyi yönetenlerden,bu kültürleri,farklılıkları,değerleri,çevreyi yok edenlerden öylesine çok alacaklarımız var ki.Bizler soluk alıp veriyoruz,güneşin doğuşunu ve batışını izleyebiliyoruz,geçte olsa çocuklarımızın başlarını okşayabiliyoruz.

YA ONLAR….

Her miting öncesi neleri göreceğimi biliyor olsam da yüzleşmek istemem geçmişle.Alana “erken gitmeyim” demeye 3 gün önceden başlarım,kendimi ikna etmeye çaba gösteririm.Gün gelir miting saat 10"da ise saat 8"de alanda olurum.Yerde sıralanmış binlerce resim.

            Bu resimler bana sanki ayni kişiye aitmiş gibi görünür,dolanırım etrafında benim gibi dolanan insanlarla karşılaşırım ama göz göze gelmeyiz,görmeyelim gözlerdeki bulanıklığı,buğuyu diye kafalar hep yere bakar,aslında resimler canlanıp konuşsalar kim bilir ne denli kızarlar bu başları yere bakan bizlere.Çünkü yağlı urgana başı dimdik gidenlerin,torunları,evlatları,kardeşleriyiz biz, haklı olarak kızarlar.

           Zaman zaman yaşıyor olmak ar geldi bana,zaman zaman da dünyaya dayatılan kirli sistemin ne yazık ki çarkları savurdu sağa,sola hepimizi.Bu gün nedenli ihtiyacımız olduğunu anladım o dostluğa,o inanca,o kararlılığa, hedefe ulaşmak için birlikte olmaya.

Hedefe ulaşmak için birlikte olmak çok inanarak söylediğim,ihtiyacın sadece bu olduğuna inandığım “BİRLİKTE OLMAK” bu günlerde kendimi çok zorlasam da hiç umutlandırmıyor.Sizleri mutsuz etmek asla istemiyorum ancak bunları da sizlerle paylaşmaya öylesine ihtiyacım var ki.Bu ara ardı ardına katıldığım toplantılar ne yazık ki beni bu noktaya taşıdı.Bizler yeniye,değişime,geleceğe,dayanışmaya inanan bizler ne yazık ki kendimize göre de bir statüko yarattık ve onu kolluyoruz diye düşünüyorum.Birliktelik beklentilerinden dem vuran bizler “Ben”"i asla değiştirmiyor,ezberi bozmuyoruz.Kürt sorununa çözüm önerileri içerikli söyleşiyi izlerken bir kısım siyasi partiler,meslek odaları hepimizin bildiği,bir çoğumuzun yaşadığı geçmişi sergiliyor ancak çözüme yanıta gelince olmayacakları sıralıyor.Olmayacak derken akan kanın son bulması için her şeyin yapılabileceğine inanıyorum ancak çözüm derken sunulan çözümsüzlük önerisinin nedeni ni anlayamıyorum.Hani bundan 30 yıl önce Mamaklarda beraberdik,Çanakkale"de beraberdik, Diyarbakır"da beraberdik beklenen onu tekrar yakalamak

         Bu da asla  ırk ve din temeline dayalı olamaz.

         Yerde resimler duruyor;nereli bu resimlerin sahipleri,dinleri ne,dilleri,cinsleri ne.

          Bu resimlerin sahipleri Diyarbakırlı,Aydın"lı,Ordu"lu,Adana"lı, Antep"li,inançlarını sormadım onlarda benim ama neye inanıyor veya inanmıyorsa onu yaşaması doğru diye düşündük,dilleri Ermenice,Kürtçe,Türkçe,Gürcü"ce ne fark eder keşke öğrenebilsek bu farklı dilleri diye düşündük,cinsleri hepimiz yoldaşız ya ne fark eder.

          Şimdi yerdeki resimlerle dertleşiyorum “biz ayrıldık,her seferin de biraz daha böldüler bizi neredeyse farklı köylere kadar bölündük ve bu oyuna geldik”

         O zaman inanarak birlikte değimliydik?

          Şimdi inanmadan ayrı yerlerde mi duruyoruz.

          Yoksa “birlikte bir şey yapalım ”derken bunları inanmadan mı söylüyoruz.Kafam karıştı böylesine.

         Yerde resimler duruyor;kızım,oğlum yaşında,resimler.

          Resimler vardı gözleri umutlu,belki de yürekleri derin sevdalar barındıran,belki sevdalarını hiç söyleyemeden yerdeki fotoğrafların arasına karışan,anasının omzunu özlemiş başını o omuza koyup dinlenmek isteyen,deniz görmeyen,büyük şehirlere hiç gitmemiş…..

         Yerdeki  resimler artık ellerimizde hiç yerde resim bırakmayacağız.

Mitingde hep önlerde yürümek isterim resimlerdeki gözleri görmemek için.Ama dayanamam kafamı çevirip bakarım binlerce kez yağız delikanlılara,telli diye düşündüğüm gelinlere.

Resimler yaşlanmıyor,bizler o günler resimlerin yaşındaydık bu gün anaları,babaları yaşında.

Tek olumlu gördüğüm mitinglerdeki resimlerden,kendimi avuttuğum onlar hala “FİDAN” lar.

Hem ağlayıp,hem de türküler söyleyeceğiz.

Binlerce resim,TEK BİR RESiM.

Resimlere her gün bir yenisi ilave oluyor.

Yeni bir yoldaş,bilerek söylüyorum o günlerde belki ayrı kalabalıklarda,ayni sokaklarda, görünen ayni ışığa yürüdüğümüz Ali Başpınar"ın resmi yeni bir resim olarak yerini alacak

Onun gözleri diğer gözlere karışacak.

Ama biliyorum ki bir gün darbeciler yargılanırsa o sene yapılan mitingde gözler değişik bakacak bizlere.

Eksik resimler varsa bilerek değil ulaşılamadığı için olduğuna inanıyorum.Bu mitingi kaç yıldır düzenleyen dostlara teşekkür ediyorum şimdiden.

Belki bir gün bütün kapılarımız kapanırsa dost kapımız açık bizleri bekliyor olsun.

Dostlarımız,yol arkadaşlarımız,sevgilerimiz,sevdalarımız ve sevdalılarımız bol olsun.07.09.2008

Emel Sungur


 

Önceki ve Sonraki Yazılar