“TOPLUMDA FARKLILIKLARIN BİRBİRİNE SAYGISI”

Emel Sungur 

Ülkemizde yıllardır yürütülen toplumun çeşitli kesimlerini birbirine düşürme,kırdırma,yok etme üzerine kurulan siyasi programlar, iktidarlar ve devletin bazı mekanizmalarının gücü henüz bu saygının yitirilmesine yetmemiş .

Olumsuz giden binlerce olayın arkasından bizi mutlu kılan  tek bir olay nedenli heyecanlandırdı bilseniz.Evet son derece önemli olduğuna inandığım ilçe belediye encümen üyeleri tarafından arka arkaya alınan “Cem Evi İbadethanedir” ibaresi uzunca yıllardır Demokratik Alevi Örgütlenmesine emek verenlerden biri olarak beni mutlu kıldı.

Aslında yıllara bakıldığında bir örgütlenme için çok uzun süre olmasa da 20 yılını dolduran Alevi Örgütleri verdikleri emeğin ve kararlılığın dönüşünü görmekten mutlu olmuşlardır diye düşünüyorum.Cem Evi İbadethanedir ibaresini resmileştirme,kayıt altına alma,açılışında bulunma,yılların haksızlığı yönetimler tarafından ısrarla sürdürülürken buna itiraz etme ve haksızlığa uğrayan kesimlerle birlikte olmayı tercih etme benim açımdan en azından saygı değer bir davranıştır.

Elbette bu kararların alınmasında çok emek veren o bölge demokratik kamu oyunu,örgütlerde görev yapan arkadaşları kutlamakta bir görevdir bizler için.Ardı arkası kesilmeyeceğine inandığım bu kararların devamını beklemekte ve artmasına katkı koymak herhalde bizlere düşecek diye düşünüyorum.

Bu güne gelinen noktaya kadar geçmiş sayfalara bir göz atalım istedim;

Demokratik Alevi örgütlerinde yöneticilik yapan,örgütün yaşaması için katkı koyan,belki kendi evinden ve işinden fazla zaman ayıran,okuyan,yazan,tüm bu yazdıklarıyla toplumu kaynaştırmaya çalışan Alevi örgütünün emektarlarının bu ezberin bozulması noktasındaki katkılarından ötürü biraz gururlandıklarını adeta görüyorum.

Elde edilen bu başarı insanın kazandığı trilyonlardan,muhtemelen parlamenterlikten,üst düzey bürokratlıktan çok daha değerlidir.

Artık arkadan gelen bu coşmuş akan suyu bence hiçbir set,hiçbir bent durduramaz.

Tabi bütün bunların olabilmesi, yaşama geçirilebilmesi için sizlerle bazı düşüncelerimi paylaşmak istiyorum;

sadece bugün değil geçmişten bu güne örgütü temsil eden yönetimleri,isimleri farklı olup ayni hedef için çaba gösteren örgütleri,destekleyenleri,katkıda bulunanları ve en önemlisi bu kararları destekleyen demokrat kamuoyunu,her demokratik eyleme katılarak zorunlu din derslerinin kaldırılması,,cem evlerinin yasal statüye kavuşturulması,Diyanet İşleri Başkanlığının kaldırılması doğrultusunda çaba gösteren,il il örgüt örgüt gezen,zaman zaman baskı gören ancak yılmayan,tüm bu çalışmalar yürütülürken kendi örgütlerinden haksızlığa uğrayan,yıllarını bu çalışmalara veren hayatta olan olmayan tüm dostlar bu hepimizin attığı bir büyük adımdır.Bu mehter marşı adımı değil 10.yıl,50.yıl belki de  yeniden duymayı beklediğim “halk savaşı vereceğiz” diye başlayan bir marşa adımlarımızı uydurmak gibi bir şey.Bu söylediklerim asla  alınan sonucun sahiplenilmesi diye düşünülmesin ancak bin yılın ezberi bozulmuştur.

Evet yıllardır söylenen ve söylenmekten asla vazgeçilmeyecek olan CEMEVLERİ ALEVİLERİN İNANÇ MERKEZLERİDİR artık tüm baskılara rağmen kabul edilmiştir.İşte ezber bozulmuştur bundan sonra geri dönüş olamaz.İş artık bu kabullenişi farklı bölgelere taşımaya kalmıştır.

Önümüzdeki günler yerel yönetimlere yönelik birlikteliklerin örüleceği,programların hazırlanacağı,projelerin üretileceği günlerdir.Demokratik taleplerin,açılımlarım ülkemizde,topraklarımız da yaşayan farklı kesimleri kucaklayacak,rahat nefes almasını sağlayacak talepler olması gerektiğine inancım sonsuzdur.

Bu günden gördüğüm kadarıyla daha öncelerde binlerce kez seyrettiğim gibi yine her siyasi oluşum,her parti ben bu bölgede seçimleri alırım,şu olursa alırım,şöyle yaparsam alırım söylemleriyle kendi gözlerinin önünde duran fotoğrafı göremeyecekler kaygısı taşıyorum.İnsanlar öylesine en doğrunun,en iyinin,en güçlünün kendileri olduğuna inanmışlar ki bütün korkum Cem evi için bozulan ezberin,sol,sosyal demokrat,sosyalist partilerde bozulmadığını görmektir.Siyasi partilere ne yazık ki yukardan aşağı örgütlenmekte;genel başkan ve etrafını kuşatmış bir grup,demokratik kitle örgütleri de ayni biçimde  örgüt başkanı,etrafını saran birkaç kişi.Tüm bu kuşatmalar nedeniyle örgütleri yönetenler ve siyasi parti başkanları örgütün geleceğinin ondan da öte toplumun geleceğinin sarıp sarmaladığını,kollarının birbirine bağladığını görememekteler.Yerli,yersiz sürekli  takdir edilme ne yazık ki gönüllere seslenen bir görüntüdür.

Belki de herkesin iç dünyasında taktir görme,alkışlanma ve padişahım çok yaşa diyenlerden mutlu olma duygusu ve beklentisi vardır.Yapılan işlerin taktir görmesi çok anlaşılabilir ve hoş duygudur.Ancak bu diğer görüntünün,topluma yararı olmadığı gibi  o kişinin önünü görmesine engel olmasına neden olur ve buda  yanlış yapmasını getirir.Ben yüksek sesle dillendiriyorum;eksiklerim oldu,yapamadıklarım oldu,güzel ve iyi yaptığımız şeylerde oldu.Hiçbir biçimde yola çıktığım yakınımı yarı yolda bırakmadım ancak yapılan yanlış varsa o zaman hiçbir rahatsızlık duymadan makamsa o makamı,siyasi partiyse siyaseti,arkadaşsa arkadaşımı orada bırakıp geriye dahi bakmadan gitmesini bildim.Yanlış olan şeylere sessiz kalıp alınmasın kırılmasın diye bir adım dahi taşımadım bu yükü.Haksızlıkların hep karşısında oldum.Tercihlerimi haksızlığa uğrayanların yanında koydum.Bütün bunlara rağmen yapamadığım eksik bıraktığım işler olmuştur.Ve benim konumum nedeniyle bulunduğum yerler bütün toplumun geleceğini etkileyen yerler değildi,gücümün ve güçsüzlüğümün farkındayım.Bundan “bize ne” dediğinizi duyuyorum.Ben neden sizle bunları paylaşıyorum bir kez daha altını çiziyorum;yerel seçimler yaklaşıyor örgüt yöneticisi arkadaşlarım umarım parti kapıları çalmazlar,saatlerce o kapıların önünde beklemezler,yetkililerle görüşme sağlandığında onların nasihatlerini dinlemek zorunda kalmazlar umarım. Demokratik Alevi Örgütlerinin kapısını siyasi partiler çalsın.

Bizlerin örgütlerimizin isimlerinden kaynaklı taşıdığımız ağırlığın farkında olmamız gerekir.

Bu isimlerin hiçbir değerle ölçülemeyeceğine inanmalıyız.

BİZLERİN TALEPLERİ KİŞİSEL DEĞİL TOPLUMSAL OLMALI.

ÖRGÜTLERDE YÖNETİCİ OLMAK,ULULARIN ADINI OLUŞTURAN DERNEKLERİN,VAKIFLARIN YÖNETİCİLİĞİNİ YAPMAK SON DERECE ONURLU VE GELECEK NESİLLERE BIRAKILACAK EN DEĞERLİ MİRAS BU MİRASI UFAK HESAPLAR İÇİN ÖRSELETMEYELİM.14.10.2008

Emel Sungur

Önceki ve Sonraki Yazılar