VERGİLENDİRİLMİŞ KAZANÇ KUTSALDIR

[email protected]

 

Doğru söze ne denir; elbette öyledir ve öyle de olmalıdır.

Bu günlerde şehrimiz sokaklarına asılan afişlerde ve yazılı ilanlarda, bazı  işyerlerinden yayılan seslerde: “vergilendirilmiş kazanç  kutsaldır, siz de verginizi ödeyin” diye anonslar yapılıyor.

Vergilendirilmiş kazanç neden kutsaldır? Kimilerine göre ‘Soysal Devletin’ oluşmasına, kimilerine göre ‘Yurttaşlık görevinin’ yerine getirilmesine neden olacağı için, kimilerine göre de ‘inançlarının gereğini’ yapmak yolunda atılmış bir adım olarak değerlendirildiği için ‘kutsal’ olarak kabul edilir. Bu işin temel duygusu ise samimiyettir, iyi niyettir…

Farklı dini inançlar da vergi benzeri bazı yaptırımlar getirmektedir. Hıristiyanlar için kimi zaman ve kimi yerlerde kilise vergisi getirilirken, İslâmiyet daha sosyal bir anlayışla, İslâm olmanın şartları içerisine ‘Zekât’ denen kırkta bir, yani %2,5 oranında bir vergi koymuştur. Ancak bunu belirli bir merkezde toplamamış, yoksullara dağıtılmak üzere kişiyi serbest bırakmıştır. Servet üzerinden ödenmesi gereken ve inaçsal şart olan bu vergi toplumlarda fazla geçerlilik kazanamamıştır...

Toplumsal yaşam içinde kendiliğinden oluşan vergiler de vardır. Yarı resmileşmiş Fitre ve Sadaka ülkemizde epeyce yaygındır ve özellikle sadaka toplamayı meslek edinen gruplar oluşmuştur…

Gelişmiş toplumlar, inanç ve duygular gereği dolaylı ve gönüllü vergiler yerine, kişilerin ve kurumların gerçek gelirlerini hakkaniyet üzerinden ve ihtiyaçlar saklı tutularak vergilendirmektedir ki; gerçek ve mutlaka alınması gereken ve kutsal olan gelir budur…      Bizim zorluğumuz da burada başlamaktadır. Gerçek gelirler bir türlü doğru tespit edilip vergilendirilememekte, dolaylı vergilere yüklenilerek dar gelirliler ağır bir mükellefiyetin altına sokulmaktadır. Asgari ücretliler bile kaldıramayacakları oranda vergiye tabidirler…

İş, sadece vergi adaletsizliği ile bitse yine de şükür deriz. Asıl pandomima, haklı-haksız toplanan bu vergilerin paylaşımında yaşanıyor ve gelirlerin kutsallığını gündeme getiriyor. Yetkililer ve Ekonomistler, Türkiye Ekonomisinin yarısının kayıt dışı olduğunu söylüyorlar. Bu demektir ki; toplanan vergiler kadar da vergi kaçağımız var. Devlet ülkesindeki gelirleri vergilendiremiyor veya kaçırılmasına göz yumuyorsa, sabit ücretlilerin ve dar gelirlilerin gelirleri dışında kalanların gelirleri kutsallıktan epey uzaklaşıyor. Vergi kaçakları yasal suç oluşturduğu gibi, inanç açısından da yasak ve harama giriyor. Sermayelerini “İslâmi Sermaye” olarak tanımlayanlara duyurulur!   Yarısı kayıt dışı Liberal ekonomimiz bir yılda on bin milyoner türetiyorsa,

Kırk üç bin milyoner, Bankalardaki altı yüz elli milyar mevduatın üç yüz elli milyarına sahipse,

Sermaye sahipleri dış ülkelere üç yüz milyar dolar borçlu ve bu borç Devlet garantili ise,

On beş milyon icra dosyası olup, her beş yurttaştan biri icralık ise,

Çalışma çağındaki nüfusun % 14 ü işsiz ise,

Ülke nüfusunun %17 si yoksulluk sınırının altında ise,

Bazı ülkeler çocuklarının eğitimi için kişi başına sekiz bin dolar harcarken, sen bin iki yüz elli dolarla çocuklarını  eğitmeye çalışıyorsan,

Kimi ülkeler yurttaşlarının sağlığı için kişi başına on bin dolar harcarken, sen altı yüz dolarla yurttaşlarının sağlığını koruduğunu iddia ediyor, Sağlık harcamaların GSYİH içinde %6 oranında kalıyorsa, 

Dış alımın dış satımını ikiye katlıyorsa,

Kayıt dışı düşük ücretle ve sigortasız işçi çalıştırmak iş hayatında yöntem haline gelmişse,

Bütçe gelirlerinin 1/6 sını dış borç faizi olarak ödüyorsan;

Senin vergi sisteminde, vergileri toplamada, toplanan vergileri kullanma biçiminde sorun var, Devletle yurttaş arasında güvensizlik var demektir…

Devletin daha rahat vergi toplayabilmesi ve yurttaşın gönül rahatlığı  içinde vergisini sorunsuz ödemesinin ilk şartı; toplanan vergilerin yerinde kullanılıp kullanılmadığı, yurttaşların vergilerden eşit yararlanıp yararlanmadığındadır.

Bir ülkede tüm Bankalar anormal kârlar ediyor, her köşe başında milyonerler türüyor ve servetlerin kaynağı sorgulanamıyorsa, o ülkede hukuk dağılımından, adil ekonomik paylaşımdan ve birlikte barış içinde yaşamaktan bahsetmek biraz zorlaşıyor…

Bir buçuk trilyona yaklaşan GSYİH içinde seksen milyarlık  doğrudan gelir vergisi gerçekten gülünç oluyor. Herkesin yararlanabileceği vergilendirilmiş gelir elbette kutsaldır; eğer vergini alabiliyorsan; gönül rahatlığı içinde veriyorsam!

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.