Dr. Mustafa ÇUKURYILDIZ
Cambaza Bak Cambaza
Cambaza Bak Cambaza
DrMustafa ÇUKURYILDIZ
“Bir cambazın meydanda tehlikeli bir gösteri yapacağını duyan tüm köylü koşmuş akın akın meydanı doldurmuşlardı, çünkü cazgırlar sürekli en tehlikeli gösteriyi yapacak cambazın geldiğini ve az sonra ipin üstüne çıkacağını ilan ediyorlardı…
Cambaz; oldukça yükseğe gerdiği ipin üstünde elindeki uzun sopası ile karşıdan karşıya geçmek için yavaş yavaş ilk adımlarını atarken; meydanı dolduran kalabalık büyük bir heyecan-merak ve sessizlik içinde Cambazı izlerken gösteriyi duyan yakınlardaki köy yaşayanları da koşarak meydanı insan seline döndermişlerdi…
Herkesin dikkati Cambazın ip üstündeki tehlikeli gösterisine yönelmişken bazen dikkatler başka yerlere yöneldiğinde cambazda boş durmuyor dikkatleri yeniden üstüne çekmek için bazen düşme numaraları da yapıyordu ve bu arada sahipleri cambazı izlemeye giden evler-arabalarla pür dikkat cambazın gösterisiyle kendilerinden geçen kalabalıkların cepleri yavaş yavaş hırsızlar tarafından boşaltılıyordu nasıl olsa herkes cambazın gösterisiyle kendilerinden geçiyorlardı…
Boşalan ev ve arabalarla cepleri toplayan cambazın adamlarından biride artık hasılatın yeterince olduğunu düşünmüş olacak ki; cambazın adamlarından bıçkın delikanlı kalabalığın içinde güzel bir kız görüyor ve kalabalığın arasından sıyrılarak yavaşça kızın tam arkasına geçiyor ve vücudu ve elleri ile güzel köylü kıza yaklaşiyor…
Güzel kız arkasına dönüp baktığında “sen ne yapıyorsun öyle…” diye sitem dolu sesle kızdığında; bizim bıçkın delikanlı hem elleriyle rahat durmuyor yakın temas devam ederken “sen cambaza bak cambaza…” diye kıza sesleniyordu…
Sonuçta bu gösteriyi Cambaz binlerce kez yapmıştı ve sadece kalabalığı heyecanlandırmak, adamları rahat çalışabilsinler diye bazen ip üstünde düşecek gibi sendeliyor bunu köylünün dikkatini toplamak yürekleri ağza getirmek için yapıyordu… Ama köylü bunu bilmiyordu, ilk kez heyecan ve korku içinde Cambazın maharetlerini numaralarını izliyordu… Ve bu arada olan da Cambaza bakanlara oluyordu…”
Şimdi acaba yıllarca gece gündüz çalışarak bir ömür geçiren, yıllardır ailesi ile bir defa bile tatile gidememiş olan, halen bir ev bark araba sahibi olamamış bunlara sahip olabilse de bankaya ödemekte zorlandığı borçla alabilen, günlük ihtiyaçlarını asgari ödeme tutarını dahi ödeyemediği kredi kartları ile almaya zorlanan, sokakta yıllardır göremediği bir can dostuyla karşılaştığında ona şimdi parasızlıktan nasıl çay-yemek ısmarlayacağım korkusuyla bir yere davet edemeyen davet etmekten kaçınan, çocuğu bisiklet istediğinde parasızlıktan göz yaşlarını genzinde yutkunan, sevdiği ile konuştuğunda eziklikten ellerini tutarken utancından onun gözlerine bakamayan, pantalonunu 8-10 kez yamatarak giyebilen adama birileri heyecanla ‘’Ergenekon, eldiven, balyoz, ayışığı, sarıkız ”herşeyde istikrar var, terör bitmiş, ekonomi rayında gidiyor, borsa fırlamış, döviz düşmüş, faizler düşmüş, istikrar falan filan…” ile devam eden ve sonunda “sen cambaza bak cambaza…” diye içlerinden sessizce mırıldanarak bitirdikleri son cümle…
Yeterince Cambaza bakmış kalabalıklara: artık maharetleri ögrenilmis, köylüde heyecan uyandıramayan Cambazın yerine yeni hünerler sergileyebilecek kalabalıkları yeniden toparlayabilecek ve kalabalıklar izlesinler, Cambazsız kalmasınlar diye yeni bir Cambaz bulunur. Ve böylelikle kalabalıklar hiçbir zaman Cambazsız bırakılmaz…